F-35 programında gedik açıldı

Bir uçak tedarik projesinin tüm ülke gündemini ciddi derecede meşgul ettiğine şahit oldunuz mu?Eğer şu son üç yılda Hollanda’da yaşasaydınız olurdunuz.

F-35 projesi, üç yıldır Hollanda “vergi verenlerinin” gündemini meşgul ettikten sonra Lockheed Martin aleyhinde bir neticeye ulaştı ve Hollanda Parlamentosu, 20 Mayıs 2010 tarihinde aldığı son resmi kararla ülkenin hava kuvvetlerinin yeni nesil savaş uçağı projesi kapsamında hedeflediği F-35A Lightning II uçağından vazgeçerek tamamen çekilmeye karar verdi.

27 Nisan 2009 tarihinde kaleme aldığım “F-35 projesinde çatırdamalar” isimli yazımda F-35’le ilgili sıkıntıların başta Hollanda’nın projeden çekilmesi, daha sonra ise satın alabileceğini deklare eden Danimarka gibi ülkelerin vazgeçmesi gibi riskleri taşıdığına dikkat çekmiştik.

Geçtiğimiz yıl, bir yıl kadar önce Nisan 2009 tarihinde Hollanda Havacılık Grubu başkanı, Emekli Hollanda Hava Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Dirk Starink ile yaptığım röportajda da kendisine asker kanadının görüşlerini sorduğumda F-35’ten başka bir uçağın, Hollanda gibi emektar F-16 kullanıcısına uygun olmadığını söylemişti kendisi. Ancak emekli komutan aynı söyleşide Hollanda politikacılarının farklı düşüncede olduğunu da ifade etmiş, yine de “en iyisini onlar bilir” gibi bir ifadeyle kendilerine duyduğu güveni belirtmişti.

Hollanda’nın ABD, İsrail, Türkiye ve Mısır’dan sonra 213 uçakla dünyada bugüne dek en çok F-16 tedarik etmiş dördüncü ülke olmasına ve bu yüzden ABD teknolojisine yatkınlığı ve Hava Kuvvetleri’nin ABD menşeli uçaklara sempati ve arzu ile bakmasına rağmen bu güven boş çıktı:

Hollanda Parlamentosu, 20 Mayıs 2010 tarihinde aldığı son resmi kararla ülkenin hava kuvvetlerinin yeni nesil savaş uçağı projesi kapsamında hedeflediği F-35A Lightning II (CTOL) uçağından vazgeçerek tamamen çekilmeye karar verdi.

Parlamento’nun kararı hem uçakla ilgili sürecin uzamasına, hem de maliyetlerinin artmasına dayanıyor. Zira oylamada 150 oyun 79’u iptal, 71’i devam yönünde oldu ve karar salt çoğunlukla alındı.

Neler olmuştu?

Sadece meclis tutanaklarında bir kaç organize olmayan söylemler şeklinde yer alan F-35 meselesi, Hollanda‘nın önemli kuruluşlarından NRC International’in yaptığı haberle gündeme oturmuş ve basının da konunun üzerine düşmesiyle partiler F-35 üzerinden siyaset yapmaya başlamışlardı. Sürecin uzaması da muhalefetin elinde giderek güçlü bir koz haline gelmeye başlamıştı.

O dönemin en popüler söylemi, JSF’nin somut bir meyve vermemesine karşın Rotterdam’dan Almanya’ya kurulan yeni kargo demiryolu Betuwelijn’den daha pahalıya gelmesiydi. Şu ana dek 1 milyar dolardan fazlasının projeye aktarılmasına rağmen JSF’deki sorunların devam etmesi, proje tarihinin sürekli ertelenmesi ve uçağın motor, sıcak hava performansı, performans testleri gibi kilit bazı özellikleriyle ilgili olumsuz haberler, daha da önemlisi JSF için ayrılan 5.7 milyar avro bütçenin Hollanda Hava Kuvvetleri envanterine katılacak olan 85 adet uçağın maliyetini karşılayıp karşılayamayacağının belli olmaması gibi rahatsızlıklar, projenin rafa kaldırılma ihtimalini güçlendiren etmenler olmuştu.

İlk etapta Hollanda hükümetinin 2010 sonunda 55 adet uçağı alıp, kalanından vazgeçeceği ve bu yolla sipariş sayısını azaltacağı iddiası ortaya atılmıştı. Bunu takiben iktidardaki koalisyon ortakları sizasi partiler arasında fikir ayrılıkları doğdu.

Çoğunluğa sahip olan ana ikili Hristiyan demokrat ve İşçi partililer arasındaki küçük fikir ayrılığı o günden bugüne süren tartışmalar ile iyice büyüdü. Hollanda Savunma Bakanlığı Müsteşarı Jack de Vries, temsilciler meclisine mektup yazarak, programın iptalinin ülkeye en az 873 milyon avro zararı olacağını, bunun büyük bir kısmını da programa şu ana dek yatırılan 760 milyon avronun teşkil ettiğini bildirdi ve projenin devamına karşı olan İşçi Partisi mensuplarına mesaj verdi. Aynı mektupta, bu olayların gerçekleştiği günden bir hafta önce basına da yansıyan, bir adet F-35A test uçağının bu sene içinde, bir diğerini ise önümüzdeki sene alınacağını belirten iddialar da yalanlandı.

Bu olaylardan kısa bir süre sonra Hollanda‘da ki üç partili koalisyon hükümetinin üyesi olan Hristiyan Demokrat, İşçi ve Hristiyan Birlik partileri F-35 programına katılım sağlanıp sağlanmayacağının kesin yanıtının 2010 yılına kadar ertelenmesi kararına vardı.

Hollanda‘nın programdan çekilme ihtimalini güçlendiren bu karar F-35 cephesini şoka uğrattı; ancak koalisyon hükümeti, bakanlar kuruluna ilk test prototipinin tedariki için müzakerelerde bulunmaya devam etme yetkisini de verdi.

Fakat karardaki asıl kesin sonuç olan “Bu sene F-35 test prototipi alınmayacak” ifadesi çok ama çok önemliydi. Ayrıca koalisyon hükümeti, Hollanda Hava Kuvvetleri envanterinde bulunan F-16 uçaklarının yerine düşünülen 85 adet F-35A (CTOL) verziyonlu uçakların (o dönemde maliyeti 6 milyar avroya kadar çıkmış ve dolayısıyla ilk ayrılan bütçeyi çoktan aşmıştı) alımına karar verilseydi dahi bu karar 2010′da değil, 2012′de, yani yeni seçilecek olan Hollanda hükümeti tarafından alınmasına karar vermesi, hükümetin sorumluluğu üzerinden atmaya çalışması olarak yorumlanmıştı.

Hollanda işte tam da bu noktada önemli bir adım atarak anlaşmaya kendi lehine önemli bir madde koydurmuştu: İlk F-35 test uçağı temin edilecek ve Hollanda eğer bu uçağı kendi ihtiyaçlarına uygun bulmayıp anlaşmadan vazgeçerse sadece 20 milyon avro ödeyecek. Kalan maliyet ise Lockheed Martin‘in sorumluluğunda karşılanacaktı.

Ne olacak?

Hollanda aldığı karar doğrultusunda ikinci bir F-35 prototip istemediğini ve birinci prototip için geçtiğimiz yıl bağlayıcı olarak söz verilen prototip maliyetinin, zararınada olsa anlaşma gereği karşılanmasına karar vererek, yeni nesil savaş uçağı projesinde durum yine eskisine dönmüş oldu.

Parlamentonun zarardan dönme stratejisi, önümüzdeki bir kaç hafta içerisinde Hollanda’nın gündemini meşgul etmeye devam edecek. Nacizane fikrime göre, bugüne kadar aktarılmış kaynağın heba olmasına karşı çıkacak grupların baskısı ile Hollanda’nın yeni kararından dönme ihtimali bulunuyor.

Daha önemlisi, Hollanda yeni bir siyasi muharebeye sahne olacak.

Hollandalı asker kanadının hiç istemediği, ancak ısrarını parlamentoya mektup göndermeye kadar götüren, vaat ettiği sanayi avantajları ile siyasetçileri ve ülke sanayicilerini cezbeden SAAB, JAS-39 Gripen’i ile devrede olacak.

Avrupalı kardeşini de aralarına almak isteyen Eurofighter konsorsiyumu da Lockheed Martin’in bu mağlubiyetini değerlendirme peşinde olacaktır.

Gripen nesil olarak biraz geride bir uçak ve geçtiğimiz yıl Nisan ayında konuk ettiğim Dirk Starink’in ifadeleri Hollanda Hava Kuvvetleri’nin resmi görüşleri ile paralel ise eğer, “Hollanda Hava Kuvvetleri’ne pek de bir şey katmayacak F-16 ayarında bir uçak”. Ancak yine de rakiplerine nazaran, Gripen ve Eurofighter’ı birinci dereceden şanslı konumda görüyorum.

ABD yanlısı asker kanadının nispeten hoş karşılayabileceği ancak F-16’nın yerini doldurmayacağını düşündüğü BOEING üretimi F/A-18E/F Super Hornet ve Fransa’nın ölü yatırımı Rafale ise ikinci dereceden şanslı konumdalar.

Ancak tekrar etmek istiyorum ki, bu karar %100 yürürlüğe girecek demek için çok erken.

Bu karar sonrasında Lockheed Martin ve dolaylı olarak ABD’nin yapacağı çıkarmalar ve ülke içerisindeki batık proje maliyetini öne sürerek parlamentoya baskı yapacak çevreler az da olsa Hollanda’nın tek olmasa da alternatifli bir F-35 çözümü üzerinde düşünmesine sebep olacaktır.

Başsağlığı

Geçen hafta Tarkim Uçuş Okulu’na ait eğitim uçağı Mersin’de düşerek içerisindeki iki öğrenciyi hakkın rahmetine kavuşturmuştur. Tüm Havacılık Camiası’nın başı sağolsun. Kazanın nedeni henüz tam belirlenememiştir ve tahkikat sürmektedir.

Öğrencilerimize Allah’tan rahmet, ailelerine ise sabır dilerim.

Tevfik Uyar

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir