Beni tanıyanlar TV izlemediğimi bilirler. Gerçekten de “Muhteşem Yüzyıl” dizisi nedir, nasıldır bilmem. Tek bildiğim Kanuni dönemini anlattığı, tarihi gerçeklerden faydalanılarak bir dizi kurgulandığı, bu kurgunun zaman zaman siyasilerde ya da hassas insanlarda rahatsızlık yarattığı.
Önce kendi fikrimi açıklayayım: Bu dizi bir tarihi belge ya da belgesel değildir. Zaten bir diziyi salt gerçeklere dayanarak yapamazsınız. Padişahın eşlerinden biriyle yatak odalarında aralarında geçen diyaloğu zapta geçiren biri olmadığına göre, bir noktadan sonra hayal gücünüzü kullanmanız gerekir.
Bu bir dizi değil, sinema filmi olsaydı, sadece tarihi belgelerde yer alan olay ve diyaloglarla 120 dakikayı bulan tarihi belgesel bir film yapabilirdiniz ama neredeyse her hafta 60 dakikadan fazla içeriği olan bir diziye el attığınız zaman bu belgesel nitelikli olamaz ve olamayacağı gibi, elbette ki reyting kaygısıyla bir takım olaylar da yaratılabilir. Bir dizinin birebir tarihi yansıtma zaruriyeti de bulunmuyor, yeter ki başlarken gerçeklere dayandığını iddia etmesin.
Zaten, Osmanlı İmparatorluğu’nun Harem kurumu, hakkında hiçbir bilgi olmaması ve bu mahremiyetin çok başarılı bir şekilde korunmasıyla da enteresan bir kurumdur. Hakikaten de Harem’in teşkilat yapısı haricinde içinde ne olup bittiğine dair hiçbir belge yoktur. Dolayısıyla bu dönemi kurgulayabilmek için hayal gücüne muhtaçsınız…
Eğer bu bir kurguysa, eleştirilebilir de. Bu eleştiri gerçekçiliği, üslubu, içeriği veya bizzat kurgunun kendisi üzerine olabilir. Bu kurgu bir sanat ya da düşünce eseri ise, eleştiri kaçınılmazdır. Dizinin eleştirilmesine karşı çıkılmasını anlayamıyorum, elbette eleştirilecek. Fakat bu dizinin eleştirilmesine karşı çıkılmasını anlayamadığım kadar, siyasilerin konuya müdahil olmasını hatta bizzat yasal işlem başlatmasını da anlayamıyorum.
Gelelim konumuza: Türk Hava Yolları’nın uçak içi eğlence sistemi Planet’ten “Muhteşem Yüzyıl” dizisinin çıkardığına yönelik söylentiler dolaşıyor. Pek çok haber organı bu durumu haberleştirdi. Üstelik CHP İstanbul Milletvekili, Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkan Vekili Sezgin Tanrıkulu da Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na soru önergesi vererek konuyu “Başbakan’ın eleştirileri dolayısıyla mı çıkarıldı?” zemininde meclise taşıdı.
Ben soru önergesinde sorulduğu üzere, dizinin Planet’ten sadece Başbakan Recep Tayyip Erdoğan eleştirmesi üzerinde çıkarıldığını düşünmüyorum. Bu olayda uçak için eğlence sistemlerinin içeriği ile ilgili yetkili ve yetkililerin kişisel görüşleri etkili olmalı… Eğer bu konuda birileri yetkili kılındı ise ve THY’nin de konuyla ilgili prosedürü buna uygunsa bu durumda uygunsuz bir taraf yok. Sistem buna müsaade ediyor demektir.
Ancak eğer bu kurumsal bir kararsa ve kurum politikaları ile ilgili ise THY bir açıklama yapmalı. Kurumun uçak içi eğlence sistemi ile ilgili politikası nedir? Bu sisteme seçilecek içerik hangi prosedür aracılığıyla yürütülmektedir? Konunun ahlaki, moral ya da etik sebeplerle ilişkisi var mıdır? (Aynı durum THY uçaklarına alınmayan gazeteler için de geçerli: Kurumun bu konudaki politikası nedir?)
Bildiğiniz üzere Kobe Bryant’ın yer aldığı reklamlar 80 ülkede oynamaya başladı. Eğer gerçekten Muhteşem Yüzyıl konusu ahlaki, moral ve/veya etik sebeplerle ilişkili ise “Kobe Bryant” sponsorluğunu başka bir açıdan ele almak istiyorum:
Bryant, 2003 yazında 19 yaşındaki otel görevlisine tecavüzden yargılandı. Kobe Bryant tutuklanmadı ve davası 2004’te düştü ancak iddiayı kısmen kabul etti ve Kobe Bryant otel görevlisinden özür dilemek zorunda kaldı.
O dönem Bryant’ın prestijini sarsan bu olaydan sonra olaydan hemen önce 5 yıllık sponsorlu anlaşması imzalayna Nike hariç, Bryant’ın sponsorları sponsorluk anlaşmalarını feshetmişti (McDonalds ve Nutella gibi dev şirketler de dahil).
THY gerçekten de ahlaki ve moral değerlere bu derece sıkı sıkıya bağlı ise daha önce tecavüzden yargılanmış olan Kobe Bryant ile ilgili de bir takım kaygılara sahip olması gerekmez miydi?
İyi haftalar.