Notice: Trying to get property 'post_type' of non-object in /home2/entropol/public_html/tevfikuyar/wp-includes/link-template.php on line 4156
Notice: Trying to get property 'post_type' of non-object in /home2/entropol/public_html/tevfikuyar/wp-includes/link-template.php on line 4158 Hanri Benazus – Tevfik Uyar Kişisel Sitesi Notice: Trying to get property 'post_type' of non-object in /home2/entropol/public_html/tevfikuyar/wp-includes/link-template.php on line 4156
Notice: Trying to get property 'post_type' of non-object in /home2/entropol/public_html/tevfikuyar/wp-includes/link-template.php on line 4158
Filmde yer alan “arabulucu” kavramı özeti oluşturuyor. Beyinle diğer işlevsel organlar arasındaki duygusal bag arabulucu olan kalp le saglanmali… Film için yapılan komünizm vurgusu şaşırtıcı. Tam aksine … işçi ve işveren arasındaki derin uçurum eleştirilse de bu düzeni değiştirmeye yönelik bir fikir yok. Her şeyin ötesinde film 1927 yılı için çok fazla. Yazık ki hala gölgede kalmaya devam ediyor. Film hakkında yeterince inceleme yapılmadığı ortada. Severek izledim. Fordizmi her dönem eleştirmeli ve her donem arabulucu ları çoğaltmalıyız. Hoş bir film.
Öykünüzde kullandığınız alt metnin, Arthur C. Clarke’ın Çocukluğun Sonu adlı öyküsüyle başlattığı bir akımın yani, Dünya dışı üstün bir ırk tarafından insana kaftan biçilmesinin en güzel örneklerinden biri olduğunu düşünüyorum. Tebrikler!
Tevfik abi senin yazilarini internet siteni cok sık takip ediyorum. Bu ulkenin senin gibi insanlara ihtiyaci var. Sana bir sey danismak istiyorum. Son sinifim universiteye hazirlaniyorum suan Turkiye’de yasamiyorum ama universiteyi kazanirsam orda kalmayi dusunuyorum her genc gibi benimde istedigim meslekle ilgili sıkıntılarım var. Makine muhendisligi ya da ucak muhendisligi okumak istiyorum ITU benim cocukluk hayalim oradan cikmis insanlar benim idolum sen, Sabiha Rifat, Oguz Atay*… Hayatimin her aninda bilimle ve bir muhendis olarak yasamak istiyorum son care olarak sana sormak istedim. Ucak mi makine mi tercih etmeliyim?
İnsanların yaşadığı acının nedenini tam olarak kavrayıp bundan kurtulmanın yollarını bulan kişi Siddharta Gautama’ dır. İnsanlar onun öğretisini takip edip toplumun ve içinde yaşadığımız bedenin yarattığı sanal dünyadan ve acılarından kurtarmak yerine, Budizm’i dine, Buda’yı tanrıya dönüştürerek acılarını onun dindirmesi için tapınma kolaycılığına kaçmışlardır.
Kariyer, başarı, ödül vb. toplumun yarattığı sanal dünyanın olgularıdır ve hiçbir anlamı/değeri yoktur, gerçek anlamda aydınlanmak istiyorsanız Buda’ nın öğretisini okumanızı ve onun yolunda çaba göstermenizi öneririm.
Tevfik Bey merhaba. Ne kadar gerçek ve doğru tespitler yapmışsınız. Tebrik ederim.
Ancak sizin tespitlerinize paralel olarak toplumsal yozlaşmanın ayyuka çıktığı ülkemizde her türlü ahlaksızlığı ve tabiri caizse hokkabazlığı yapıp dostluktan ,ahlaktan ve etikten dem vuran kişilerin mevcudiyeti çok ama çok fazla. Dünyanın hiçbir dilinde “Bir kulağımın arkası kaldı” diye bir tabir olmasa gerek.
İnsanlarımızın menfaatçiliği ülke ve dünya tarihinde hiç olmadığı kadar ayyuka çıkmış durumda. Bu sebeple yaşananların KAZIKLANMA olarak tanımlanması çok hafif kalıyor.
ITU Uçak Mühendisliği öğrencisiyim ve yazdıklarınızı büyük bir hevesle okuyorum. Merak ettikleriniz, merak gidermek için yaptığınız araştırmalar, bilim sevginiz okuduğum bölümde benim gibi insanların da olduğunu bana gösterdi. Bize gösterilene değil ilgimize yönelmemiz gerektiğini de bize açıklayarak bu çarpık düzen içerisinde kendi yolumu tekrar çizmeme yardımcı oldunuz. Astroloji yanılgısı ile ilgili yazdığınız kitabı da en kısa süre içerisinde okuyacağım. Bana kazandırdıklarınız için teşekkürler.
Tamam ama hâlâ Henkel’in Bedirhan’ın bu videosuyla ödül aldığına dair bir şey göremiyorum. Erikli ile Henkel şirketi arasında hiçbir ilişki olmadığı gibi, oradaki küçük bir resim dışında Bedirhan ile bir bağlantı olduğunu da verdiğin linklerden anlamış değilim. Tahminimi söylüyorum: Henkel Keşif Dünyası adında çocukları bilimle tanıştırmak için yapılmış bir sosyal sorumluluk kampanyası var. Bu kampanya dahilinde de Bedirhan’a bir şeyler hediye edilmiş ya da Bedirhan tanıtım yüzü olarak kullanılmış olmalı. Videonun doğal olduğunun aksine bir delil gördüysen onu gönderebilir misin?
Bugün bu şekilde fırsatçılık yapan taksiciler yarın ecel yakasına yapıştığında umarım fırsatçıların eline düşmezler.. Hoş düşseler de umrumda değiller.. fransada aynı şekilde patlama olunca taksiciler ücretsiz taşıdı
Çok güzel bir konuya değinerek açıklama yapmışsınız ve hep gördüğümüz gibi “kraldan çok kralcı” arkadaşlarımızda burada. Bilgi araklama ve reklam ağında kullanmaya bir örnekte TUVTURK kurumunda. Servis formunda imzaladığınız kullanım koşulları sekmesi reklam izinleri sekmesiyle yoğurulmuş. “Ben hizmet istiyorum ama rahatsız edilmek istemiyorum. Bu seçenekler neden ayrı değil.” dediğinizde aldığınız cevap sinirli bir ifadeyle “Size bilgi sağlıyoruz.” Aracı olan herkesin yaşamış bulunduğu bu konuda da insanların düşüncesi, “Bize hizmet veriyorlar.” :) Ellerinize sağlık ve dikkat edeceğiz.
[…] haftalarda ODTÜ Astrobiyoloji Konferası'nda "Bilimkurguda Dünya Dışı Yaşam" konulu bir konuşma yaptım. O günden beridir içimi kemiren, ciddi ciddi aklımı kurcalayan bir […]
[…] Molanın ardından Tevfik Uyar‘ın sunumu başlayacaktı. Aylin ve ben tüm gün, hatta daha öncesinde de bu anı çok beklemiştik. (Aylin daha büyük heyecanla bekledi, kabul. Tevfik Hoca gecikince onunla tek başına ilgilenme ve öğle yemeği yeme şansı yakaladı hatta; heyecanına ve bekleyişine değdi yani.) O gün Tevfik Hoca’yı ben ilk kez görüyordum, normalde sadece sosyal medyadan ve yaptığı işlerden, yazılarından, kitaplarından, televizyon programlarından ve yayınlarından tanıyorum ama kendisi beni tanımıyordu tabii. Tevfik Hoca’nın kongre merkezine geldiğini duyunca direkt olarak dışarı çıktım, Tevfik Hoca’yı ve kız arkadaşı x Abla’yı tabii ki Aylin karşılamıştı. Yanlarına hafif yaklaşmayı denedim, sohbeti bölmek istemedim çünkü beni tanımıyorlardı ve o an tanışsak bu konuyu dağıtacaktı. O an ben bunları düşünürken ve bir yandan farkında olmadan gülümseyerek onlara yanaşırken Tevfik Hoca beni görüp “Berfin?” dedi. Sanırım yaşadığım en ilginç ve güzel anlardan biriydi. Gün sonunda hayatımda tanıdığım en sıcak, en sempatik, en sevimli ve en faydalı hocalardan biri oldu. Zaten sunumu da çok eğlenceliydi, “Astrobiyolojinin Bilimkurgudaki Yansımaları” başlıklı sunumu yorgun ve bitkin koca bir salonu ve beni canlandırmış, kendini ilgiyle dinletmişti. “Bu sunumu kaçıranlar çok üzülecek.” demiştim ki Tevfik Hoca ardından bu sunumu kendi kişisel blogunda yayınladı. Ya ne kadar harika bir insan değil mi…. :’) Sunuma ve detaylı içeriğe buradan ulaşabilirsiniz. […]
Evet bir platoniğim var ve çoğu kişi buna inanmasada 4 yıllık bir platonik durumum var, ama bu kişi benim akrabam yani çok yakın değil ama yinede akrabam olması itiraf etme oranım %100 gibi bi şekilde olumsuz etkiliyor :/
Saat ve dakikayı aynı görmeyi his sevmiyorum ugursuzluk olduğuna inanıyorum. Bir dönem çok üstüste denk geldi. Ve cok sıkıntılı günler yaşamıştır. Bu aralarda çok sık görüyorum umarım sadece psikolojik tir korkuyorum yine kötü sıkıntılı günler yasarmiyim diye.
hocam a1 den a20 ye kadar hücrede kitap isimleri var a5 hücresinde selma ve gölgesi a8 hecresinde cadı(hüseyin rahmi gürpınar. a15 kürk mantolu madonna bunlar sonuçtu çıkmayacak, yazdığınız formülü yapabiliyorum ancak bu yazdığıma çözüm bulamadım, yardımlarınızı bekliyorum.
Tebrikler. Zevkle bir yudumda okudum.
Keske senaryolastirilip turk sinamasinda hak ettigi sekilde filme cekilebilse dicem ama, turk sinemasinin populizm batakligindan kurtulma gibi bir gayesi bile yok ne yazikki.
Mantık yanlışları hakkında bir kitap okumuştum. Bu sıralar bu tür kitaplar okuyorum kafa açıyor.
Farklı bir bakış-değerlendirme sunuyor.
Çalışma alanım mantık olması nedeni ile bu tür kitapları okuyorum. En kısa zamanda temin etmeye çalışacağım.
Betikevi takma adlı arkadaşımdan etkinlenerek bu politik bilimkurgu romanı severek okudum. Betikevi’nin incelemesine damga damgasına katılıyorum. Okuyunca sanki Barış Demirbaş’ın kalemini okuyormuş gibi bir lezzet aldım. Ömür’ün sadakatı ve ters köşeli sonuyla ben Barış Demirbaş’ın kalemiyim der gibi haykırıyor.
Sadık bir eş olan gözüm önünde hep Barış Ağabey olarak canlandı. Müjgan’ın davetkar yakınlaşmasında özünü koruyan Ömür’ün ideal bir erkek olduğu gösterdi gençlerimize. Evli olsam Müjgan gibi davetkar kadına Ömür gibi bir yanıt ver miyim? Bilemiyorum. Baykonur Uzay Üssü okuyunca yazarımızdan ulusçu bir duygu sezdim. Okudukça Kazakistan’ı Türk devleti ve Kazakça’nın Türk lehçesi olmadığını yazmış. Rusça ile tarumar edilen Kazak Türkçesi (yazarımız Kazakça demiş) konusunda yazarla hem fikirim.
Ülkemizde bilimkurguyu komediyle seyirciler ve okurlara sunması gayet doğaldır çünkü komediyle bu türü sevdirmek daha kolay olur. İnanıyorum da başarılı da olacağız. Genç yazarlarımız bilimkurgu öykülerinde ve romanlarında yerli karakterlere şans tanımamasını eseple kınıyorum ve bu davranışlarıyla kültür budalaları olarak görüyorum. Türk kültürü ve Türkçe her bağlamda fazlasıyla güçlüdür. Eksiklerini bilerek okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum çünkü sıkılmayacağınız bir eserdi.
Tevfik hocam gerçekten keyifle okudum, böcek gibi hissettim, kaleminize sağlık ancak;
““Sürekli tekrarlanan bir deney. Büyük sayılar yasasına uygun olarak akıllı yaşama dair olasılıkları ölçmeye çalışıyoruz. Gezegeninizi veya birbirinizi yok etmeden uzaya çıkabilme olasılığınız önemli… Kıstas duvara ulaşmak ve siz ilk örneksiniz. Bizzat gelip kutlamak istedim.”” neden böyle bir simulasyona ihtiyaç duysunlar,
ilkel bir yaşamdan ne veri elde edebilirler?
eğlenme amacı ile mi yapıyorlar?
sebep sonuç ilikşkisinde her türlü aşamaya hakimler, ne sonuca ulaşmayı düşünüyorlar?
simulasyonu daha eğlenceli hale getirebilirler?
her yeni deneyde insan mı evrilecek başka tarzda akıllı bir varlık evrilemezmi? hep aynı form “insan” mı?
gibi sorulardan bir kaçı,
Saygılarımla. Bülent.
Elinize sağlık.
Paylaşılan Youtube bağlantısı çalışmıyor. Böyle durumlar için videonun başlığı veya içeriği ile ilgili küçük bir not da eklerseniz bağlantı çalışmasa da okurlar içeriği kendileri bulmaya çalışabilirler.
Filmde yer alan “arabulucu” kavramı özeti oluşturuyor. Beyinle diğer işlevsel organlar arasındaki duygusal bag arabulucu olan kalp le saglanmali… Film için yapılan komünizm vurgusu şaşırtıcı. Tam aksine … işçi ve işveren arasındaki derin uçurum eleştirilse de bu düzeni değiştirmeye yönelik bir fikir yok. Her şeyin ötesinde film 1927 yılı için çok fazla. Yazık ki hala gölgede kalmaya devam ediyor. Film hakkında yeterince inceleme yapılmadığı ortada. Severek izledim. Fordizmi her dönem eleştirmeli ve her donem arabulucu ları çoğaltmalıyız. Hoş bir film.
Öykünüzde kullandığınız alt metnin, Arthur C. Clarke’ın Çocukluğun Sonu adlı öyküsüyle başlattığı bir akımın yani, Dünya dışı üstün bir ırk tarafından insana kaftan biçilmesinin en güzel örneklerinden biri olduğunu düşünüyorum. Tebrikler!
Tevfik abi senin yazilarini internet siteni cok sık takip ediyorum. Bu ulkenin senin gibi insanlara ihtiyaci var. Sana bir sey danismak istiyorum. Son sinifim universiteye hazirlaniyorum suan Turkiye’de yasamiyorum ama universiteyi kazanirsam orda kalmayi dusunuyorum her genc gibi benimde istedigim meslekle ilgili sıkıntılarım var. Makine muhendisligi ya da ucak muhendisligi okumak istiyorum ITU benim cocukluk hayalim oradan cikmis insanlar benim idolum sen, Sabiha Rifat, Oguz Atay*… Hayatimin her aninda bilimle ve bir muhendis olarak yasamak istiyorum son care olarak sana sormak istedim. Ucak mi makine mi tercih etmeliyim?
Güzel sözlerin için teşekkür ederim. E-posta olarak yanıtladım.
İnsanların yaşadığı acının nedenini tam olarak kavrayıp bundan kurtulmanın yollarını bulan kişi Siddharta Gautama’ dır. İnsanlar onun öğretisini takip edip toplumun ve içinde yaşadığımız bedenin yarattığı sanal dünyadan ve acılarından kurtarmak yerine, Budizm’i dine, Buda’yı tanrıya dönüştürerek acılarını onun dindirmesi için tapınma kolaycılığına kaçmışlardır.
Kariyer, başarı, ödül vb. toplumun yarattığı sanal dünyanın olgularıdır ve hiçbir anlamı/değeri yoktur, gerçek anlamda aydınlanmak istiyorsanız Buda’ nın öğretisini okumanızı ve onun yolunda çaba göstermenizi öneririm.
Tevfik Bey merhaba. Ne kadar gerçek ve doğru tespitler yapmışsınız. Tebrik ederim.
Ancak sizin tespitlerinize paralel olarak toplumsal yozlaşmanın ayyuka çıktığı ülkemizde her türlü ahlaksızlığı ve tabiri caizse hokkabazlığı yapıp dostluktan ,ahlaktan ve etikten dem vuran kişilerin mevcudiyeti çok ama çok fazla. Dünyanın hiçbir dilinde “Bir kulağımın arkası kaldı” diye bir tabir olmasa gerek.
İnsanlarımızın menfaatçiliği ülke ve dünya tarihinde hiç olmadığı kadar ayyuka çıkmış durumda. Bu sebeple yaşananların KAZIKLANMA olarak tanımlanması çok hafif kalıyor.
Ahlaki serbest düşüş sürmekte.
Saygılarımla.
“Ahlaki serbest düşüş” her şeyi üç kelimede özetliyor. Teşekkürler.
Merhabalar Tevfik Hocam,
Sizlerle iletişime geçmeden önce sitenize göz atarken bu yazıyı gördüm. Anlatmak istediklerinize katılıyor ve bir ekleme yapıyorum.
8. Doğrudan Pazarlama Ödüllerinde Bedirhan, Henkel Keşif Dünyası pazarlama reklamıyla Lansman Aktiviteleri kategorisinde ikincilik ödülü almış.
Kaynak: http://dpodulleri.org/data/kazananlarlistesi/2015_Kazananlar_listesi_son.pdf
Bu reklamın o video olduğuna dair bir şey göremedim. Başka bir bağlantı var mı?
abi yazılarını mükemmel hiç kaçırmadan okuyorum
Teşekkürler sevgili dostum.
ITU Uçak Mühendisliği öğrencisiyim ve yazdıklarınızı büyük bir hevesle okuyorum. Merak ettikleriniz, merak gidermek için yaptığınız araştırmalar, bilim sevginiz okuduğum bölümde benim gibi insanların da olduğunu bana gösterdi. Bize gösterilene değil ilgimize yönelmemiz gerektiğini de bize açıklayarak bu çarpık düzen içerisinde kendi yolumu tekrar çizmeme yardımcı oldunuz. Astroloji yanılgısı ile ilgili yazdığınız kitabı da en kısa süre içerisinde okuyacağım. Bana kazandırdıklarınız için teşekkürler.
Merhaba Arda. Güzel sözlerin için teşekkür ederim. Eğer bir katkım olabildiyse ne mutlu :) Selamlar, sevgiler.
Birde bu var http://bigumigu.com/haber/8-dogrudan-pazarlama-odulleri-nin-kazanan-isleri
Tamam ama hâlâ Henkel’in Bedirhan’ın bu videosuyla ödül aldığına dair bir şey göremiyorum. Erikli ile Henkel şirketi arasında hiçbir ilişki olmadığı gibi, oradaki küçük bir resim dışında Bedirhan ile bir bağlantı olduğunu da verdiğin linklerden anlamış değilim. Tahminimi söylüyorum: Henkel Keşif Dünyası adında çocukları bilimle tanıştırmak için yapılmış bir sosyal sorumluluk kampanyası var. Bu kampanya dahilinde de Bedirhan’a bir şeyler hediye edilmiş ya da Bedirhan tanıtım yüzü olarak kullanılmış olmalı. Videonun doğal olduğunun aksine bir delil gördüysen onu gönderebilir misin?
Çok yararlı ve öğretici bir yazı. Teşekkürler
Kaleminize sağlık…
Bence bu ülkede aidiyet kavramı tarihsel boyutta derli toplu işlenmediğinden..davranışlarızın karşılığı havada kalacak..
Tebrikler sevgili Tevfik; youlun açık olsun!
Başarılr dilerim…
Tebrik ederim:) Ben aldım hatta merakla bekliyorum gelmesini:)
Sezen
Tebrik ederim Tevfik bey. En kısa zamanda temin edip okuyacağım.
Bugün bu şekilde fırsatçılık yapan taksiciler yarın ecel yakasına yapıştığında umarım fırsatçıların eline düşmezler.. Hoş düşseler de umrumda değiller.. fransada aynı şekilde patlama olunca taksiciler ücretsiz taşıdı
ilginç yazı güzel tespitler. Teşekkürler Tevfik hocam :)
Bu… Mükemmel! gerçekten, o kadar olası gözüküyor ki… İçten tebriklerimi sunarım!
Merhaba sayın yazar!
Bu link artık işlemiyor. Yeni kinndle aldım. Bu karakter setini nereden edinebilirim yardımcı olurmusunuz?
İyi akşamlar.
kardeş uçan tabut f-4 değil f 104 be
Yazıyı okumadan niye yorum yazar insan :)
Çok güzel bilgiler vermişsiniz yazınızda, hafta sonu İğneada kamp planı yapan biri olarak çok teşekkür ederim.
Özgür olmama az kaldı.
düşünsenize üstteki yorumun gerçek olduğunu :))
Çok güzel bir konuya değinerek açıklama yapmışsınız ve hep gördüğümüz gibi “kraldan çok kralcı” arkadaşlarımızda burada. Bilgi araklama ve reklam ağında kullanmaya bir örnekte TUVTURK kurumunda. Servis formunda imzaladığınız kullanım koşulları sekmesi reklam izinleri sekmesiyle yoğurulmuş. “Ben hizmet istiyorum ama rahatsız edilmek istemiyorum. Bu seçenekler neden ayrı değil.” dediğinizde aldığınız cevap sinirli bir ifadeyle “Size bilgi sağlıyoruz.” Aracı olan herkesin yaşamış bulunduğu bu konuda da insanların düşüncesi, “Bize hizmet veriyorlar.” :) Ellerinize sağlık ve dikkat edeceğiz.
Faydalı oldu. Teşekkürler…
Sinirlendirirseniz “tişikkirlir sipirmin” yazın, işe yarıyor. ;)
Kaynak: Ordulu 2017.
[…] haftalarda ODTÜ Astrobiyoloji Konferası'nda "Bilimkurguda Dünya Dışı Yaşam" konulu bir konuşma yaptım. O günden beridir içimi kemiren, ciddi ciddi aklımı kurcalayan bir […]
[…] Molanın ardından Tevfik Uyar‘ın sunumu başlayacaktı. Aylin ve ben tüm gün, hatta daha öncesinde de bu anı çok beklemiştik. (Aylin daha büyük heyecanla bekledi, kabul. Tevfik Hoca gecikince onunla tek başına ilgilenme ve öğle yemeği yeme şansı yakaladı hatta; heyecanına ve bekleyişine değdi yani.) O gün Tevfik Hoca’yı ben ilk kez görüyordum, normalde sadece sosyal medyadan ve yaptığı işlerden, yazılarından, kitaplarından, televizyon programlarından ve yayınlarından tanıyorum ama kendisi beni tanımıyordu tabii. Tevfik Hoca’nın kongre merkezine geldiğini duyunca direkt olarak dışarı çıktım, Tevfik Hoca’yı ve kız arkadaşı x Abla’yı tabii ki Aylin karşılamıştı. Yanlarına hafif yaklaşmayı denedim, sohbeti bölmek istemedim çünkü beni tanımıyorlardı ve o an tanışsak bu konuyu dağıtacaktı. O an ben bunları düşünürken ve bir yandan farkında olmadan gülümseyerek onlara yanaşırken Tevfik Hoca beni görüp “Berfin?” dedi. Sanırım yaşadığım en ilginç ve güzel anlardan biriydi. Gün sonunda hayatımda tanıdığım en sıcak, en sempatik, en sevimli ve en faydalı hocalardan biri oldu. Zaten sunumu da çok eğlenceliydi, “Astrobiyolojinin Bilimkurgudaki Yansımaları” başlıklı sunumu yorgun ve bitkin koca bir salonu ve beni canlandırmış, kendini ilgiyle dinletmişti. “Bu sunumu kaçıranlar çok üzülecek.” demiştim ki Tevfik Hoca ardından bu sunumu kendi kişisel blogunda yayınladı. Ya ne kadar harika bir insan değil mi…. :’) Sunuma ve detaylı içeriğe buradan ulaşabilirsiniz. […]
Karakter setinin csr dosyasına olan bağlantı çalışmıyor hocam… İndirilemiyor, bilginize…
Bağlantıyı yeniledim. Teşekkürler.
Tavsiye kitap listesi fena olmazdı ? :)
Evet bir platoniğim var ve çoğu kişi buna inanmasada 4 yıllık bir platonik durumum var, ama bu kişi benim akrabam yani çok yakın değil ama yinede akrabam olması itiraf etme oranım %100 gibi bi şekilde olumsuz etkiliyor :/
Saat ve dakikayı aynı görmeyi his sevmiyorum ugursuzluk olduğuna inanıyorum. Bir dönem çok üstüste denk geldi. Ve cok sıkıntılı günler yaşamıştır. Bu aralarda çok sık görüyorum umarım sadece psikolojik tir korkuyorum yine kötü sıkıntılı günler yasarmiyim diye.
hocam a1 den a20 ye kadar hücrede kitap isimleri var a5 hücresinde selma ve gölgesi a8 hecresinde cadı(hüseyin rahmi gürpınar. a15 kürk mantolu madonna bunlar sonuçtu çıkmayacak, yazdığınız formülü yapabiliyorum ancak bu yazdığıma çözüm bulamadım, yardımlarınızı bekliyorum.
Tebrikler. Zevkle bir yudumda okudum.
Keske senaryolastirilip turk sinamasinda hak ettigi sekilde filme cekilebilse dicem ama, turk sinemasinin populizm batakligindan kurtulma gibi bir gayesi bile yok ne yazikki.
[…] konuyu daha da netleştirmesi, ispat yükünü üstlenmesi zorunludur. Yani Marcello Truzzi’nin ifadesiyle, “olağanüstü iddialar, olağanüstü kanıtlar […]
Mantık yanlışları hakkında bir kitap okumuştum. Bu sıralar bu tür kitaplar okuyorum kafa açıyor.
Farklı bir bakış-değerlendirme sunuyor.
Çalışma alanım mantık olması nedeni ile bu tür kitapları okuyorum. En kısa zamanda temin etmeye çalışacağım.
Umarım başarılı olur.
Netflix’e yeni bir felaket/istila filmi fikri :)
Merhaba, iyi günlerş
Ben Newton yöntemi programlama yapmak istiyorum yardimci olabilir misiniz acaba ,
Not: ( xi+1= xi – f'(x)/f”(x)
Müthiş yazmışsınız.. Elinize, emeğinize sağlık
Çok güzel bir inceleme. Teşekkürler.
Betikevi takma adlı arkadaşımdan etkinlenerek bu politik bilimkurgu romanı severek okudum. Betikevi’nin incelemesine damga damgasına katılıyorum. Okuyunca sanki Barış Demirbaş’ın kalemini okuyormuş gibi bir lezzet aldım. Ömür’ün sadakatı ve ters köşeli sonuyla ben Barış Demirbaş’ın kalemiyim der gibi haykırıyor.
Sadık bir eş olan gözüm önünde hep Barış Ağabey olarak canlandı. Müjgan’ın davetkar yakınlaşmasında özünü koruyan Ömür’ün ideal bir erkek olduğu gösterdi gençlerimize. Evli olsam Müjgan gibi davetkar kadına Ömür gibi bir yanıt ver miyim? Bilemiyorum. Baykonur Uzay Üssü okuyunca yazarımızdan ulusçu bir duygu sezdim. Okudukça Kazakistan’ı Türk devleti ve Kazakça’nın Türk lehçesi olmadığını yazmış. Rusça ile tarumar edilen Kazak Türkçesi (yazarımız Kazakça demiş) konusunda yazarla hem fikirim.
Ülkemizde bilimkurguyu komediyle seyirciler ve okurlara sunması gayet doğaldır çünkü komediyle bu türü sevdirmek daha kolay olur. İnanıyorum da başarılı da olacağız. Genç yazarlarımız bilimkurgu öykülerinde ve romanlarında yerli karakterlere şans tanımamasını eseple kınıyorum ve bu davranışlarıyla kültür budalaları olarak görüyorum. Türk kültürü ve Türkçe her bağlamda fazlasıyla güçlüdür. Eksiklerini bilerek okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum çünkü sıkılmayacağınız bir eserdi.
#BetikEli #KızılSürgün #TevfikUyar #Feray #Ömür #Müjgan #DoktorKomşu #DestekYayınları
Sayenizde bu dönem eleştirel düşünme dersini geçeceğim galiba. Bayağı başarılı bir yapıt. Teşekkürler.
Sn Kardeşim merhabalar.
Halis Erenoğlu Emirdağ folklorünün ‘kültürünün mihenk taşıdır.Anonim Emirdağ türkülerinin ‘ağıtlarının çoğunu çocukluğundan günümüze birebir yaşayarak ‘kaynağından alıp belleğinde depolayıp sözlerini ve yorumunu bozmadan günümüze taşımış’ayrıca Leyla ‘Mecnun misali sevdalanıp alamadığı bu sevdaya Zalım Poyraz’Önune guşanmış yandımdan ögnük’İncelerden benim yarim pek ince’Zahmarıda Akan Sular donmasın’Emirdagı vatanımız elimiz ‘Gacerlinin Dönesi gibi türküler yakmıştır.
Tevfik hocam gerçekten keyifle okudum, böcek gibi hissettim, kaleminize sağlık ancak;
““Sürekli tekrarlanan bir deney. Büyük sayılar yasasına uygun olarak akıllı yaşama dair olasılıkları ölçmeye çalışıyoruz. Gezegeninizi veya birbirinizi yok etmeden uzaya çıkabilme olasılığınız önemli… Kıstas duvara ulaşmak ve siz ilk örneksiniz. Bizzat gelip kutlamak istedim.”” neden böyle bir simulasyona ihtiyaç duysunlar,
ilkel bir yaşamdan ne veri elde edebilirler?
eğlenme amacı ile mi yapıyorlar?
sebep sonuç ilikşkisinde her türlü aşamaya hakimler, ne sonuca ulaşmayı düşünüyorlar?
simulasyonu daha eğlenceli hale getirebilirler?
her yeni deneyde insan mı evrilecek başka tarzda akıllı bir varlık evrilemezmi? hep aynı form “insan” mı?
gibi sorulardan bir kaçı,
Saygılarımla. Bülent.
Elinize sağlık.
Paylaşılan Youtube bağlantısı çalışmıyor. Böyle durumlar için videonun başlığı veya içeriği ile ilgili küçük bir not da eklerseniz bağlantı çalışmasa da okurlar içeriği kendileri bulmaya çalışabilirler.