GÜNLÜK YAZILARI
Aşk Yeniden Setinden 2 (Son)
Bugün geçtiğimiz hafta yarım bıraktığımız işi tamamlamak üzere ben, Murat Pınar ve Bahar Arıs, “Aşk Yeniden” dizisinin setindeydik… Üçümüzün de herhalde son ve en belirgin biçimde aklımızda kalan şey, Türkan Şoray’ın ne kadar iyi niyetli, ne kadar hanımefendi ve sevecen bir insan olduğuydu… Setin o karmaşa dolu ve gürültülü havasını solumanın tek çekilir yanı…
Sevgililer Gününü Bekleyenler için “Taksonomik Yaklaşım”
Hep ciddi, sosyal ya da siyasal içerikli bir şeyler karalamaktan biraz daha uzakta “mizahi” bir şeyler yaptığımı da bazen kendim de unutuyorum. Ziyanı yok. İşte bir fırsat: Yaklaşan sevgililer günü… Üstelik bir çok siyasi, toplumsal ya da bilimsel karalamalarıma yaptığım gibi bir giriş de yapayım istedim: Bu yazımızda sevgililer gününe üç gün kalmasının sağlayacağı anlam…
Sitede biraz değişiklik…
Sitede bir takım değişiklikler yapmak zorunda kaldım. Bu değişiklik kalemlerinden başlıcasını fikir yazılarını sınıflandırmak oluşturdu. Sağdaki menüden de görebileceğiniz gibi Fikir Yazıları’nı üç ayrı kategoriye ayırdım: – Bilimsel / Felsefi – Siyasi / Politik – Mesleki Yazılar Artık site içi seyrüsefer daha kolay olacaktır diye düşünüyorum…
“Aşk Yeniden” setinden…
Bana göre film (ya da dizi) setlerinin inanılmaz bir havası var… Aviation Türk dergisi’nin kültür sanat köşesine konuk etmek amacıyla Türkan Şoray ve Cihan Ünal’ın başrollerinde bulunduğu “Aşk Yeniden” dizisinin setindeydim dün. Yaklaşık 7 saat! Dublaj yerine film sesçiliğinin kullanıldığı dizinin sessiz ötesi olması gereken setinde. (Zira film sesçiliğini Bayram Karaman yapmaktadır. Görüşmeyi ayarladığı için…
Felaket felix… Burlalar da doğar, yaşar ve kaybolur.
Felis Domesticus… Ev kedisi. Aylar önce kedimi kendi elimle beni terketmeye zorladım. Kendim de inanamıyorum ama kedimi özlüyorum. Bugün kemer takarken onun ben kemeri takmaya başladığımda aşağıya sarkan tokalı kısma vakit kaybetmeden asıldığını, “Burlaaaaaaaa” diye bağırana kadar kemeri takmakta zorlandığımı hatırladım. Hatırlayınca yine anladım -aynı zamanda o esnada yanımda bulunan Hasan Çetiner de “Şu bak…
SankiDergi Özlemiyle: Yeni Projeler
Bundan tam iki sene önce bir hevesle “SankiDergi” projesini yaratmıştım… İlkbiz Yayınevi’nde çalışırken şu an ismini hatırlayamadığım ama bizim “tükkan”a gelip giden bir adam vardı. CD’lerin sadece yuvarlak olmayabildiğini, istenilen şeklin verilebildiğini anlatırken bana yabancı bir internet dergisini gösterdi… İlk Aşk ve Çocuk: SankiDergi Yıldırım aşkı! Sayfaların çevrilerek okunabildiği bir internet dergisi! İnanılmaz! Üstelik şık…
Sonunda! Çıktı şu dergi!
Günlerdir sürdüğüm hasret havası dağıldı. Sonunda büyük emek sarfederek hazırladığımız, günlerdir beklediğimiz çocuk dünyaya geldi. Kutlu olsun… Dergiciliğin en güzel kısmı, derginin matbaadan kokusuyla geldiği gün onu koklayabilmektir. Gerçi herkes iyi kötü koklar ama ona en çok emek harcayan, onu en çok bekleyen, o kokuyla birlikte enfes duygular içine girer… Bir annenin yavrusunu koklaması…
Elveda Duman, Elveda Zaman
Bir kadındı…Ne istediğini bilir mi bilmez. Kendi başına oynadığı çok kişilik oyunlarıyla yaşayan. Kendi zekasına zekasının kendisine olduğu kadar hayran. Hani boş da değil çok sergide soyut sanat diye yutturulan resimler kadar, soyut bir sanattan fizan kadar uzak. Bir kadındı, yalnız gecesini korkusuz geçirmek için televizyon açmak yerine bir adamı çağıran. Boş dairenin korkusunu bazen…
Yiten Değerler, Kaynağı Belirsiz Alışkanlıklar
“Biz büyüdük, kirlendi Dünya”. 80’lerin sonlarında doğru ve belki biraz da doksanların başlarında televizyonda gördüğümü hatırladığım nadir kliplerden birisi, aynı zamanda çocuk olduğum ve aşka bulaşmadığım için içinde hayvan geçen şarkıların daha cazip geldiği zamanlarda… “Telli Turna”. Böyle diyordu yeni Türkü, “biz büyüdük kirlendi dünya”. Dünyanın kirlenmesini fiziksel bir hayale oturtup fabrika bacalarını gözümün önünde…
Günlerin saatinin arttırılması talebi
Aslında bir günün bir kaç saat daha arttırılması için yapılacak iki şey var; 1. Önce çalışma bakanlığına dilekçe vermek; 2. Sonra Dünya’nın daha yavaş dönmesi için dua etmek; Ya da NASA’ya bu işi çözmesi için BM’den ya da uluslararası çalışma örgütünden bütçe aktarmak… Belki herkes aşık olsa ve sevgilisinden uzak olsa zaman herkes için yavaş…
Büyük ölçüde bitti…
Büyük ölçüde bitti. Görsel çalışmalar boş duruyor ama boş dursa da olur. Yaptığım şeyler öyle çok da dolu değil. Tabi bir çok çalışmanın daha web sitesine eklenmesi lazım. Zaman içinde ziyaretçilerden gelecek geri-besleme buna yön verecek. Bir kaç gün daha eski yapılanmaya ulaşana kadar geçireceğim gibi geliyor, ama ziyanı yok. WordPress kullanıcıları için: Bu arad…
Çalışmalar devam ediyor!
Web sitesini yenilemek başlı başına bir külfet. Zaten hala bitmiş değil. Dün öyle bir başım ağrıdı ki, o kadar yorgun olmama rağmen saatlerce uyuyamadım. Sırtımı kalorifere verip yatmak iyi fikirdi ama baş ağrım için sıcağın mı yoksa soğuğun mu iyi geldiğini kestirebilmiş değilim. Başağrısının doğasını çözmelerini sabırsızlıkla bekliyorum. Beynim bir gün çatlamazsa… Velhasıl yine enteresan…