Ay: Kasım 2012

  • EXCEL’DE RASTGELE SATIR SEÇMEK

    Kitaplığında bulunan ama okumadığı kitapların listesini bilgisayarında tutan var mı?

    Varsa ve eğer neyi okuyacağına rastgele karar vermek istiyorsa bu satırlar işe yarayacak. Excel’de makro bilmeden ya da kullanmadan da rastgele seçimler yaptırabilirsiniz.

    Bunun için basit komutlar: INDEX, RANDBETWEEN ve COUNTA

    Gözünüzü korkutmasın. Sadece kopyalayıp yapıştırarak dahi yapabilirsiniz ve bunu yapacaklara komutu şimdiden veriyorum. Komutu parça parça incelemek isteyenlere bilgiyi daha aşağıda vereceğim. İşte komut:

    =INDEX($A:$A;RANDBETWEEN(1;COUNTA($A:$A));1)

    Basitçe bu komutu Excel’de bir satıra yapıştırın. (Ama bu satır A sütununda olmasın yoksa kısır döngü ortaya çıkar.) Bu komut, elinizdeki listede A sütununda yer alan bilgi hanesinden rasgele bir seçim yapacaktır. Kitap isimlerinizi ya da rastgele seçtirmek istediğiniz bilgi her ney ise, o bilginin bulunduğu sütunun harfini verebilirsiniz.

    Gelelim komutu anlamak isteyenlere:

    COUNTA, verilen bir menzil içerisindeki içi dolu satırları sayar. Burada verdiğimiz menzil (range) içerisinde kaç adet dolu satır olduğunu seçiyor.

    RANDBETWEEN, rastgele seçimi yapacak olan komutumuzdur. 1 ile COUNTA’dan dönen sayılara arasında rastgele seçim yapar.

    INDEX ise verdiğimiz menzilde, rastgele elde ettiğimiz satır ile 1. sütunda kesişen değeri yazdırır.

    İşte bu kadar.

     

  • RUS OLTACILARA DİKKAT

    Bir havayolu işletmesi müthiş bir organizasyondur. Müthiş bir şirket olmak zorunda değildir, ya da müthiş bir kâra sahip olmak zorunda da değildir, ancak müthiş bir organizasyona sahip olmak zorundadır. Bir uçuşun hem emniyetli, hem de zamanında gerçekleşmesi için bu süreçlerin hızlı ve doğru işlemesi gerekmektedir. Zira öyle olmasa sadece 2000’li yıllar boyunca defalarca havayolu iflasları ile karşılaşmazdık. Yakın tarih, havayolu işletmesi kurmak için iki uçak almanın yeterli olmadığını gösterdi.

    Ancak… Bir havayolu işletmesi işin doğası gereği pek çok ülkeden pek çok ticari tarafla muhataptır. Uçuş fiilinin gerçekleştirilmesindeki karmaşıklığın yanı sıra, eminim muhasebe tarafında da büyük bir organizasyon mevcuttur ve dönen evrakın, vesaikin ve ödeme yapılan kalemin haddi hesabı yoktur. Dolayısıyla aynı profesyonel örgütlenmeye muhasebede de rastlamak zorunda olduğumuzu kabul edebiliriz. İster istemez bu kadar farklı ülkeye yapılan bu kadar seferin yarattığı ödemeleri takip etmek güçlük yaratıyordur.

    Peki sizce kötü niyetli insanların bu güçlükten faydalanması mümkün müdür?

    Geçtiğimiz hafta FAA, havayolu işletmeleri için değil ama havaalanı işletmecileri için bir uyarıda bulundu. Uyarı, Rusya’da bulunduğu tahmin edilen bir dolandırıcının bir havaalanı işletmecisini neredeyse dolandırması üzerine gerçekleştirildi.

    İşletmede çalışan personel FAA’den gelmiş gibi görünen ve işletmenin banka hesap bilgilerini isteyen bir yazıya kanarak cevaben bu bilgileri vermiş. Ancak kısa bir süre sonra ABD’nin sisteminin imkân verdiği ölçüde, işletmenin bankasına St. Petersburg, Rusya’da bulunan bir bankaya yapılmak üzere bir para transferi isteğinde bulunulmuş. Boş bulunmayan çalışan kendisine gelen yazı ve transfer isteğini birbiri ile ilişkilendirerek durumu fark etmiş ve ödeme yapılmasını engellemiş.

    Bu tip siber dolandırıcılığa bilgisayar dünyasında “fishing” yani “oltalama” deniyor.

    Muhtemelen ilgili e-posta tıpkı göle ya da denize atılan bir olta gibi yüzlerce, binlerce işletmeye gönderilmiş olabilir. “Elbette bu binlerce işletme arasından oltaya gelen bir iki tanesi olacaktır” mantığı ile kurulan ve bu yüzden adı “oltalama” olan tezgâh gerçekten de düşük bir olasılıkla da olsa başarılı olabiliyor.

    Dünya’nın en ünlü bilgisayar korsanlarından Kevin Mitnick, hiçbir bilgisayar donanımına ya da bilgisine sahip olmadan nasıl korsanlık yapılabileceği üzerine bir kitap yazdı. “Sosyal Mühendislik” olarak tanımlanan bu durum, çalışanların kafa karışıklığı, iş tatminsizliği, iş yoğunluğu gibi olguları kullanarak bir dolandırıcılığın ya da korsanlığın nasıl gerçekleştirilebildiğini anlatıyor.

    Daha önce korsanlıktan tutuklanan, bilgisayardan uzak durma cezası verilen, hapisten çıktıktan sonra şirketlere güvenlik eğitimi ve danışmanlığı vermeye başlayan Mitnick, “Aldatma Sanatı” adını verdiği kitabında kendisinin yaptığı dolandırıcılıklardan da örnekler vererek insanların nasıl kolaylıkla aldanabileceğini ortaya koyuyor.

    Rusya henüz batı ile tam bir entegrasyon sağlamadığından oradaki bir dolandırıcılığı Avrupa merkezli kurumlar yardımıyla takip etmek ve paranın izini sürmek zor. Belki de bu yüzden Ruslar gerek uluslar arası bilgisayar korsanlığı gerekse de uluslar arası dolandırıcılıkta başı çekebiliyor.

    FAA’in uyarısıyla birlikte havacılık sektörünün de oltalamadan zarar görebileceğini düşündüğümden, Mitnick’in anılarını dikkate alarak, ben de havacılık işletmelerinde ödemelere bakan çalışan ve yöneticilere naçizane aşağıdaki uyarılarda bulunmak istiyorum:

    –          Sıklıkla ödeme yaptığınız kurumlardan e-posta olarak gelen “Banka Hesap No Değişikliği” bilgilerini mutlaka telefonla da teyit edin.

    –          PDF olarak gönderilen faturalar üzerindeki hesap numaralarını daha önceki ödemelerle karşılaştırın.

    –          Faturalardaki yazım hatalarını ve ingilizce yanlışlarını dikkate alın. Özellikle havacılığa ait terimlerde, kısaltmalarda ya da IATA/ICAO’ya ait meydan kodlamalarındaki hatalar onların ehil olmayan ellerce hazırlanmış sahte evrak olduğuna delalet edebilir.

    –          Kredi kartı ile yapacağınız ödemelerde sizi bir şirket yetkilisiymiş gibi arayarak ödeme için kredi kartı numaranızı öğrenmek isteyenlerden sakının. Teyit almadan mail-order ödemesi gerçekleştirmeyin.

    –          Geçtiğimiz günlerde bir yakınımın başın geldi: Kredi kartı bilgilerinizi güncellemek istediklerini söyleyen kişiler numaranızı isterken güveninizi kazanmak için kredi kartlarının başındaki 6 haneyi söylüyorlar. Buna kanmayın, çünkü Türkiye’deki VISA ve Master Card’ların ilk altı hanesi kart markası ve banka bilgisini içerir. Hangi bankaya ait kredi kartı kullandığınızı bilen ya da destekli bir şekilde sallayan/tahmin eden birisi size bu 6 haneyi kolaylıkla söyleyebilir.

    İyi haftalar.

    (Airporthaber’de yayınlanmıştır / Resim Kaynağ: Howstuffworks.com)

  • ŞURADAN İKİ NEPTÜN UZATIR MISINIZ?

    İnsanın aya ayak basmasından 5 yıl önce, 1964 yılında Avusturyalı gazeteci Gerhard Pistor bir turizm acentasının kapısından içeri girip aya bir bilet istedi. (daha&helliip;)

  • YUMRUKTAN TASARRUF

    Argoda bir laf vardır, “sana bir vuracağım, yarısı boşa gidecek…” diye.

    Burada anlatılmak istenen herhalde bir anlamda yumruktan tasarruftur. İlla ki boks ile tasarruf arasında bağlantı arayacaksanız eğer bu deyim yeter. (Hani, bu bağlantı böyle herhangi bir an başımızda gelip de aranacak bir şey değildir de, ola ki Kelimatör yarışmasında yarışmacı olursunuz ve dolaylı soru olarak karşınıza çıkıverir…)

    3-9 Ekim tarihleri arasında Polonya’nın Wladyslawowo kentinde gerçekleşen Avrupa Genç ve Yıldız Bayanlar Boks Şampiyonası’na sporcularımızın otobüsle 38 saatte gönderildiğini geçen hafta duyduğumuzdan beri yeni bir bağlantımız daha var artık: Boks Federasyonu.

    -Allah’tan- 10 adet madalya ile dönerek Avrupa’da ülkemizi en iyi şekilde temsil eden sporcularımızı otobüsle gönderme gerekçesini de Boks Federasyonu Başkanı Eyüp Gözgeç açıklamış: “40 kişilik kafile ile bu şampiyonaya katıldık. Uçak parası 28 bin Euro tutuyordu. Biz bu nedenle sporcularımızı 6 bin Euro’ya otobüsle gönderdik. Biz devletin parasını harcayan federasyonlarız. Ekonomik olarak otobüs daha uygundu ve bu yolu seçtik. Bu devlet hepimizin devleti. Para, bu milletin parası. Uçak parası ortada, otobüs parası ortada. Tasarruf olsun diye bu yolu seçtik. 28 bin ile 6 bin Euro arasındaki fark ortadadır.”

    Sporcularımızı toplamda 38 saat kara yolculuğuna göndermenin sebebi olarak yapılan bu açıklamayı direkt olarak kabul edebilirsiniz. Ya da biraz kuşkucu davranarak, en azından bir fikir sahibi olmak için doğrulayabilirsiniz de… Ben doğrulama yolunu seçtim:

    Örneğin 40 kişilik kafileyi bir uçağa bindireyim dedim,

    THY ile 26 Aralık 2012’de gönderdim, 4 Ocak 2012’de de döndürdüm. Tüm vergiler dahil gidiş dönüş 23933 TL tuttu. Hemen hemen 10 bin 500 avro yani. Yine THY ile 28 Ocak 2012’de gönderdim ve 4 Şubat 2012’de de döndürdüm, aynı fiyat çıktı.

    Tabi THY web sitesi azami 7 yolcu için hesap yapmaya müsaade ediyor. Belki 40’a çıkılmaya kalkınca fiyat kademeli olarak artıyordur, ama THY’nin 10 kişi ve fazlasını grup kabul ederek indirim yapmaya yönelik prosedürleri bulunuyor. İstense herhalde 10 bin avroya denk getirilebilir gibi görünüyor. Milli sporcu kafilesi olduğundan alınabilecek ilave indirimler varsa onları bilmiyorum bile. İlla THY olacak değil. Zürih ya da Frankfurt aktarmalı gidip dönmek üzere Swissair ya da LCC’leri içerecek bir çözüm aradım ve onu da otobüs fiyatına buldum: 6 bin 500 avro.

    Bu turnuvanın hangi tarihlerde nerede yapılacağı aylar öncesinden bellidir herhalde, böylelikle 1-2 ay öncesinden bu kafile için gereken biletleri iyi bir fiyata almak mümkün olsa gerek. Ben yine de “belki ben tarih değişimlerinden dolayı hata yapıyorumdur ve Ekim’de daha pahalıdır” diyerek önümüzdeki yılın aynı tarihlerine bakayım dedim, fiyat yine aynı çıktı.

    Yetinmedim. Bir de böyle bir durumda acil hareket etmek zorunda kalayım dedim: Aynı biletleri önümüzdeki hafta için almaya kalktığımda 55 bin TL’yi aşıyor. Hımmm… Demek ki almakta geç kalınca fiyatlar 20 bin avroyu buluyormuş. 40 kişiyi düşünüp kademeli artışı hesaba katarsak 28 bini bulur, doğrudur.

    Acep diyorum, bu 40 kişinin kim olacağından turnuvaya kimin katılacağına kadar büyük bir muamma vardı da bu bilet son dakikaya mı kaldı diyorum?

    (Bu arada ben olsam “sporcularımızın direncini arttırmak için onları olumsuz koşullarda 38 saatlik antrenmana tabi tuttuk” derdim.)

    NOT: Bildiğiniz üzere edebiyata, bilhassa bilimkurgu edebiyatına ilgim var. Sevinçle paylaşmak isterim: Her yıl düzenlenen ve Türkiye’nin en uzun soluklu bilimkurgu öykü yarışması olan Türkiye Bilişim Derneği Bilimkurgu Öykü Yarışması’nın 2012’de gerçekleşen 14’ncüsünün sonuçları 9 Kasım’da açıklandı. Yarışmaya gönderdiğim “Son Mektup” adlı eserim ikinciliğe layık görüldü.