İşi kolay kılalım…

14 Şubat 2012
8 min read

Tunç Başaran’ın yönettiği “Piano Piano Bacaksız” adlı filmi geçtiğimiz günlerde yeniden seyrettim. Ben bu filmi her seyrettiğimde farklı bir yönünü keşfediyorum. Kemal Demirel’in “Evimizin İnsanları” adlı romanından uyarlanan filmi bence Türk Sineması’nın en iyi uyarlamalarından, masal gibi bir film.

Film başlarken Yunus Emre’nin meşhur dörtlüğüne yer verir…

Gelin tanış olalım,
İşi kolay kılalım,
Sevelim, sevilelim,
Bu dünya kimseye kalmaz.

Beyin ya bu, insanın neyden neyi çıkaracağı, neyin neye çağrışım yapacağı belli olmaz. Başlıkta da kullandığım “İşi kolay kılalım” dizesi bana Uluslararası Hava Taşımacıları Birliği’nin (IATA) “Simplifying the Business”, Türkçesiyle “İşi Kolaylaştırma/Basitleştirme” programını hatırlattı. Bir süredir takip etmeyi bıraktığım programın detaylarına yeniden bir göz attım ve olan biteni sizlerle paylaşmak istedim.

E-bilet, barkodlu boarding kartları derken oldukça kanıksadığımız bir program bu ve başlamış olduğu 2004 yılından bu yana da epey yol katetti.

Programın hedefi havayolu sektörüne her yıl 18.1 milyar USD’lere kadar tasarruf ettirmek, ki bu çok büyük bir hedef olmakla birlikte şu ana dek program dahilinde hedeflenen uygulamalar tamamıyla gerçekleştirildi.

IATA, 2012 yılıyla birlikte bu program kapsamında daha büyük bir taşın altında elini koymaya hazırlanıyor: “Fast Travel” projesi: yani “Çabuk Yolculuk”.

Tam otomasyona geçiş

IATA’nın Çabuk Yolculuk planı kapsamında altı alanda otomasyona geçiş sağlanacak.

Bunlardan birincisi Check-in. Check-in kontuarlarına gereksinimi sıfırlayacak olan bir RFID ya da NFC teknolojisi kullanılmak isteniyor.

RFID teknolojisi (Radio Frequency IDentification), basit olarak ve günlük yaşamdan örnekleyecek olursak, tekstil mağazalarında kıyafetlere ya da kimi süper marketlerde alkollü içkilere takılan alarmlar, ya da OGS cihazlarında kullanılır. Hatta ve hatta apron kartı olarak tanımladığımız kartlar da RFID teknolojisi ile çalışırlar. Üzerinde herhangi bir güç kaynağı olsun ya da olmasın gelen radyo sinyallerini yine radyo sinyalleri ile cevaplayarak, ilgili nesne, ürün ya da kart hakkındaki gerekli bilgileri alıcıya ileten basit bir anten ve yonga setinden oluşurlar.

NFC teknolojisi ise (Near Field Communication), kullandığımız cep telefonlarının RFID benzeri ücretsiz ve kısa menzilli bir haberleşme teknolojisine sahip olması prensibine dayanıyor. Giderek her yerde görmeye alıştığımız iki boyutlu barkodların farkına varmışsınızdır. Cipslerde, kitaplarda, hatta sayısal loto kuponlarının bile ardında olanlardan bahsediyorum… Bu teknoloji ile birlikte, yolcuya bu iki boyutlu barkodlardan tedarik edilecek. Diğer bütün aşamalarda bu barkod yolcunun terminal içerisindeki kimliği olacak ve hem yolcunun hem de uçuşunun tüm bilgilerini ihtiva edecek.

İkinci alan ise “kimlik tarama ve tanımlama”. Aslında bu özellik, havalimanındaki tüm güvenlik aşamalarından geçebilmek için ilgili kişinin siz olduğuna dair bir biyonik tarama aşamasını teşkil ediyor ve diğer tüm özellikleri bünyesinde birleştirecek olan aşama da bu, ancak Çabuk Yolculuk projesi için özellikle emniyet açısından sona bırakılacağını naçizane söyleyebilirim.

Üçüncü alan ise Valiz Bırakma Alanları. Yine RFID teknolojisine sahip bir etiket ile birlikte valizler bu alanlardaki bantlara bırakılacak.

Dördüncü alan, biletleme… Yolcu cihazındaki barkod ile yine üzerinde barkodu olan biletini alacak ve beşinci otomasyon alanı olan, otomatik boarding kapılarından bu biletle geçiş yapacak.

Altıncı alan varılan terminalde valizin kolaylıkla geri alınmasını ihtiva ediyor.

Pilot uygulamalar

Geçtiğimiz yıl SAS, NFC teknolojisini pilot olarak uygulamaya koyan ilk havayolu firması oldu ve sıklıkla uçuş yapan yolcu programına dahil olan üyelerine telefonlarına yapıştırmaları için verdiği bir çıkartma ile yolcuların kioskları kullanmaları ve bazı güvenlik aşamalarını beklemeden geçmelerini sağlarken, yolcuların Lounge salonlarına alınmasını da bu yolla gerçekleştirdi.

Bu pilot uygulama IATA’nın hayalindeki programın çok gerisinde olsa da NFC teknolojisinin kullanımı açısından önem arz eden bu deneme başarıyla sonuçlanırken en çok merak edilen kısım olan “yolcu memnuniyeti” sağlandı ve uygulamanın yolcular açısından bir rahatsızlık yaratmadığı gözlendi.

Yine geçtiğimiz yıl Air France, Amadeus ve IER ile birlikte 6 ay sürecek bir pilot uygulama ile Côte d’Azur havalimanında havalimanının CAP (Club Airport Premier) programına üye olan veya Air France’ın sıklıkla uçuş yapan yolcularına sadece Nice ve Paris arasındaki rotada kullanabilmeleri için NFC destekli küçük bir cihaz verdi. Cep telefonu uygulaması ise de desteklenen Pass & Fly adlı cihaz, yolcunun terminale girişinden uçağa binişine kadar kullanacağı tüm aşamaları otonom biçimde gerçekleştirmesine yarıyor.

Bu yıl ise sırada Qantas ve Japan Airlines var.

Qantas, sık uçuş yapan yolcuları için geliştirdiği yeni sistemi geçtiğimiz günlerde tanıttı.
Avustralya’nın bayrak taşıyıcı havayolu firması, sık uçuş yapan yolcularına çıkaracağı bir kart ve etiket ile bagajlarını check-in kontuarı kullanmadan verebilmelerini ve uçuştan sonra alabilmelerini hedefliyor.

Japonya Hava Yolları ise iki boyutlu barkod sistemi yolunu kullanacak. Yaza doğru iç hat uçuşlarında boarding kartını tamamen ortadan kaldırmayı hedefleyen Japonya Hava Yolları, Boarding bilgilerini kişilerin taşınabilir cihazlarına göndereceği/ya da kişilerin havalimanı girişlerindeki kiosklardan cihazlarına aktarabileceği barkodlara saklayarak, otomatik boarding gişelerinde kişilerin bunları okutarak girmelerini sağlayacak.

Dimyat-Pirinç-Bulgur: Önce kim?

Şüphesiz böyle bir otomasyonun en zayıf halkası emniyet açısından oluşturacağı sıkıntılar.

Havayollarının tasarruf edeyim derken yumuşak bir karın oluşturmak durumunda kalması akıllara takılan tek husus olabilir. Zira pilot uygulamaların teknolojinin etkinliğini araştırmanın yanısıra olası emniyet ihlallerini ve gözden kaçan noktaların tespiti gibi amaçları var. Gerçi bugün internet bankacılığı tamamen telefon aracılığıyla iletilen bir şifre ile güvenliği sağlamak üzerine kurulmuş halde ve hem kullanıcılar bundan memnun, hem de kaçak girişler geçtiğimiz yıllara göre daha düşük bir seyir gösteriyor.

Diğer ülkelere göre daha fazla geçiş noktası ve yüksek güvenlik paranoyası taşıyan ülkemiz açısından böyle bir teknolojiye geçişin ne kadar mümkün olabileceğini düşünmek ayrı bir konu.

E-bilet ve barkodlu boarding, IATA’nın üye havayolu firmaları için zorunlu tuttuğu uygulamalardı. Çabuk Yolculuk programı şimdilik zorunlu değil, ancak on yıl sonra zorunlu olmayacağını söyleyemeyiz. Ayrıca “hızlı işlem” yakın zamanda bir rekabet unsuru haline gelecek. Yönetmelikler elverdiği takdirde belki öncelikle THY değil ama diğer işletmelerin, -ki ben yenilikçilik açısından bugüne kadar gösterdiği seyre dayanarak Pegasus’un öncü olacağını tahmin ediyorum- bu sisteme geçiş yapacağına ve otogardan otobüse binmekle havaalanından uçağa binmek arasında zaman açısından neredeyse hiçbir fark bırakmayacak bu uygulamayı bir rekabet avantajı olarak ortaya koyacaklarına inanıyorum.

Herkese iyi haftalar.

DUYURU:

8-9 Mart tarihlerinde Anadolu Üniversitesi Sivil Havacılık Araştırma ve Uygulama Merkezi çok önemli bir eğitime ev sahipliği yapacak.

ABD’nin ulusal uzay ve havacılık ajansı NASA’da görevli olan ve 50 yılın üzerindeki tecrübeleri ile değerli çalışmalara katkıda bulunan Joe Nieberding ve Larry Ross, edindikleri bu tecrübeleri 2007 yılından bu yana “Mission Success First: Lessons Learned” adındanki eğitim ile yeni nesillere aktarıyor. NASA Araştırma Merkezleri’nde 2007 yılından bu yana her yıl en az 7 defa düzenlenen bu eğitim şu ana dek ABD dışında sadece Avrupa Uzay Ajansı’nda (ESA – European Space Agency) verilmiş. Ancak şimdi ilk defa Türkiye’de düzenlenecek ve bu izni de ilk olarak Anadolu Üniversitesi, Sivil Havacılık Araştırma ve Uygulama Merkezi almıştır.

Kursun konusu son 50 yıl içerisinde gerçekleşmiş havacılık kazalarının nedenlerini başta “İnsan Faktörü” olmak üzere değerlendirmek olacağından özellike bu konuya ilgi gösteren ülkemizdeki uzmanların katılmasının faydalı olduğunu düşündüğüm bir eğitim.

Kursla ilgili daha fazla bilgiye aşağıdaki adresten ulaşabilirsiniz:

http://shaum.anadolu.edu.tr/duyuru_detay.php?lang=tr&mn=true&&pid=6ea9ab1baa0efb9e19094440c317e21b

(AirportHaber/Tevfik Uyar)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir