Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün SMS Talimatı gereği sürdürdüğümüz çalışmaların ikinci aşamasını tamamlamamız için bir ay kaldı.
Bildiğiniz üzere AOC sahibi şirketler, uçuş okulları ve bakım kuruluşlarını kapsayan SHT-SMS, emniyetin hem kalitatif (nitel: gözlemsel) hem de kantitatif (nicel: sayısal) olarak ölçülüp, izlenmesi ve geliştirilmesini amaçlıyor.
İdeal olarak ele alındığında SMS oldukça faydalı, yaklaşım şekli ve kantitatif yöntemleriyle insan faktörünü ortadan kaldırarak “ben bunun böyle olacağını düşünememiştim” cümleleriyle sona erebilecek tüm irrasyonel hal ve davranışlarımızı hedefliyor.
Bugüne dek kalite sistemleri, emniyetin de bir müşteri memnuniyeti ya da iş sürekliliği unsuru olduğunu varsayarak zaten SMS unsurlarını da içeriyordu, ancak genelde kalite sistemi emniyet açısından genellikle sadece “uygunluğu izleme” basamağında kalmıştır. Bu sebeple iyi bir kalite sistemi sürekli iyileştirme kapsamında şirketin emniyet kültürünü iyileştirmeye tabi tutsa da emniyet konusuna odaklanmakta zorlanabilir. (Burada hali hazırda iyi bir emniyet sistemini kalite sistemi içerisine entegre etmiş işletmeleri hariç tutuyorum; zira “SMS talimatı yayınlamadan önce tüm faaliyetler son derece emniyetsiz bir şekilde yürütülüyordu” gibi bir şey iddia etmek de gerçek dışı olur.)
Ancak vakti gelince bölünen bir hücre gibi, genel sistem teorisinin doğruluğu varsayıldığında, bir sistemin unsurları arasından birisi daha çok enerji ve iş gerektirir hale geldi ise onun ayrılarak bir üst basamağa geçmesi gerekir.
Çocukların büyüyünce evlenip evden ayrılmalarından, havayolu işletmelerinin bazı ülkelerde temsilcilik ya da hat bakım istasyonu açmasına, mafya filmlerinden hatırlayacağınız gibi; bir mafyanın güçlenen bir öğesinin kendi grubunu kurmasından, bir hücrenin bölünmesine ya da bir arı kovanın oluşmasına kadar tüm sistemler benzer davranışı gösterir.
Emniyet yönetimi kavramı da bugüne dek bulunduğu pozisyondan, “Kalite Sistemi” ve Uçuş İşletme Müdürlüğü’ne bağlı “Uçuş Emniyet Birimi” olmaktan çıkmış ve bir üst basamağa atlamış ve başlı başına bir sistem hale gelmiştir.
Şimdi SMS ile sadece mevcut faaliyetlerin uygunluğunun değerlendirilmesi değil, olası uygunsuzluk, emniyetsizlik ve kaza/kırım risklerinin önceden tahmin edilerek bir değerlendirmeye tabi tutulması, adil bir raporlama ve emniyet kültürü oluşturularak gizli kalmış ve gözden kaçan emniyetsiz durumların açığa çıkartılması ve alınması gereken özel tedbirlerin alınması istenmektedir.
SMS’in anlaşılabilmesi ve sadece kağıt işi, angarya, mevzuatın getirdiği amelelik gibi görülmemesi için daha somut örnekler vermek istiyorum:
Evde, çok yaramaz ve meraklı bir çocuğunuz olduğu zaman ne yapardınız?
– Elektrik prizlerini kapaklı ya da çocuk korumalı hale getirmek,
– Alçak bir balkon varsa onun demirlerini yükseltmek ya da her daim balkon kapısını kilitli tutmak,
– Camdan sarkılmasını önlemek için pencereleri sadece havalandırma sağlayacak biçimde açılabilenlerden seçmek,
– Ocakları çocuk korumalı sistemlerden seçmek,
– Evdeki sivri köşe ve kenarları yumuşak malzemelerle kaplamak,
– Bıçak, makas gibi kesici ve delici aletleri yüksek dolaplarda bulundurmak,
– İlaçları ve temizlik kimyasallarını çocukların erişemeyeceği yerlere koymak.
Fakat…
Her sistem gibi emniyet sistemi de sadece mevzuatlar zorunlu tuttuğu için kağıt üzerinde kalacaksa onun da hiçbir faydası olmayacaktır.
Yukarıda verdiğimiz örnekler sadece düşünebildiklerimizdi. Bir de düşünemediklerimiz var…
Düşünemediğimiz riskleri ortaya çıkarmak ve tespit etmek için gerçekten işler bir Emniyet Yönetim Sistemi kurmamız gerekiyor.
İyi haftalar.