Tüm mutluluklar anlıktır!
An en küçük zaman birimi olarak ifade edilse de biz bunu biraz değiştirelim isterseniz: An, zaman ne kadar uzun olursa olsun, ilgili olunan özne ya da nesnenin hayatınızda ettiği yere göre, makro perspektifte bir an olmaya devam eder. Daha kısası her mutluluk etkilediği hayat uzunluğu içerisinde sadece bir an kadar dilimi etkiler.
Örneğin yıllarınızı birlikte geçireceğiniz kişi tanışmanızdan itibaren size o halüsinatif mutluluğu ilk bir kaç ay ya da bir kaç yıl sağlayacaktır. Sadece bir ay tahammül edebileceğiniz kişi ise bir kaç gün. Sadece sevişecekseniz bu insanla mutluluğunuz bir orgazmdır. Bu ileri ucu açık makro prespektiften yaklaşmak oldu.
Tam tersi ise, yani geriye dönük makro perspektiften bakıldığında, bir ihtimal şöyle tarif edilebilir: Almak için yıllardır beklediğiniz araba siz onu aldıktan sonra bir kaç ay ya da bir kaç yıl sağlayacaktır. Sadece bir aydır istediğiniz arabanın mutluluğu bir kaç gün olacaktır. Sadece o gün ihtiyacınız varsa o arabaya, mutluluğunuz hedefinize ulaştığınızda olacaktır.
C: Etkin mutluluk süresi
T: Beklenilen süre / Geçirilecek Süre
m: Efektif mutluluk süresi,
olarak bir tanım yapılırsa:
C=m/T (lim T -> sonsuz) = 0
Daha açık bir ifadeyle, T daima m’den çok büyük olacağı için, sonuç sıfıra yakın bir sayı çıkacaktır. Yani: “an”
Miskin insanoğlunun mutluluklara kötü bir kokuya alışan burun misali alışması onu tatminsiz kılmıştır. İnsanoğlunun kurduğu medeniyeti ileriye taşıyan şeyin aslında duyduğu büyük mutsuzluk ve “yetinmezlik” olması da oldukça ironiktir. Tüm bilimsel gelişmeleri ilerletme, hayatımıza kattığımız tüm şeylerin değerini arttırma, refahımızı sürekli olarak arttırma isteği doğal bir sonuç olarak “ekonomik ve toplumsal” kapitalizmi de doğurmuştur.
Yeni isteklerimiz arasındaki o kısa zaman yukarıda açıkladığım yaklaşımla, ihtiyaçlarımızın hızlı değişmesine ve bunlara eskiye göre nispeten çabuk ulaşabilmeye bağlanabilir.
İşte bu da anlık mutluluklar arasında debinip vaktini geçirmeye çalışan insanoğlunu yaratıyor…
Yukarıdaki formülü alışverişle kendimizi mutlu etme davranışımıza birlikte uygulayabiliriz:
T= Bir telefonu kullanma süreniz = Hemen hemen 365 gün diyelim.
m= Her an onu keşfetmeye çalışarak mutlu olduğunuz süre = 7 gün diyelim.
C = 7/365 = 0,0192
Gerçekten de 0’a yakın…
Peki bu formülle biraz oynayalım şimdi:
Bu formül aslında bizlere niçin birilerinin bir şeyleri zirvede bıraktığını da anlatıyor.
Bir şeyi zirvede bırakmak efektif mutluluk süresi bitiminde kullanımı sona erdirmektir. O halde:
m=T,
dolayısıyla C=m/t=1/1=1 yapar.
“Sonsuz mutlu” nasıl olunur?
Sonsuz mutluluk bu tanımla T=0 olduğunda gerçekleşir. Bu da istenilen şeyin istendiği anda olması demektir. Bu tanım zaten semavi dinlerdeki “cennet” kavramının karşılığıdır. Zira cennette “zamansızlık” olacağına inanılır. Bu da T=0’in diğer bir açıklaması olabilir.