Bu hafta geçtiğimiz haftayı değerlendirmeye Rolls Royce ile donatılmış Boeing 777’ler için yeni yayınlanan AD ile başlayacaktım; ancak bilgisayarın başına oturmamla birlikte Rusya’dan fena bir haber geldi. Bir Boeing 737 daha düştü ve 88 kişiye mezar oldu.
Biri vatandaşımız olmak üzere 88 kişinin hayatına mal olan Moskova-Perm uçuşunu gerçekleştiren 737-500 Aeroflot’a ait. Aeroflot, on sene öncesinin istatistiklerine göre Avrupa’nın bir çok firmasından güvenli, köklü ve sağlam bir havayolu firması idi. Ancak geçtiğimiz beş sene içerisinde kaza oranlarını oldukça yükseltmiş durumda. Kazanın sebebi henüz net olarak belirlenmiş olmasa da dünya medyası ve uzmanlar faturayı çoktan Aeroflot’a kesmiş bulunuyor. Oysa havacılık bilgi ve bilgilenen kitle kalitesi itibariyle böylesine doğrudan konuşmaya müsaade eden bir alan değil.
Hatırlarsanız Ağustos sonuna daoğru Spanair’a ait MD 83’ün Madrid’de kalkamadan düşmesinden sonra da tüm dünya MD’ler katil ilan etmişti. Oysa bir hafta sonra Kırgızistan’da bir Boeing 737, hemen hemen aynı uçuş safhasında benzer bir arıza ile çakılmıştı. Boeing 737’lerin kaza istatistikleri MD 80 serisinden yüksek olmasına rağmen bu defa da Kırgızistan suçlanmıştı. Şimdi Rusya’da bir 737 daha kazaya karıştı… Bu defa yine Rusya ve Rusya’nın en büyük firması Aeroflot sorumlu tutulmaya çalışılıyor. Hem de henüz enkaz yerden kaldırılmamışken…
O halde ortaya iki sonuç çıkıyor: Ya kazaları politik malzeme haline getirmeye hevesli gizli bir kitle uluslar arası medyayı yönlendiriyor, ya da MD örneğinde de olduğu gibi, her şey ne kadar titizlikle uygulanıyor olsa da havacılık dünyasında önyargıları kırmak çok zor.
Unutmamalı ki Rusya kendi geliştirdiği özgün teknolojilerle havacılık alanında batıyla mücadele edebilmiş eski bir teknik mirasın üzerinde oturuyor. Aeroflot ise Rusya’nın SSCB olduğu dönemlerden miras kalmış, köklü bir kuruluş olmasının yanı sıra zaten 1923’e dayanan kökleriyle dünyanın en eski havayolu firmalarından biri. Bizde THY ne ise, Almanya’da Lufthansa ne ise, Rusya’da Aeroflot da odur. O halde, batılı kaynaklarda önyargılı bir şekilde yer alan “Yeteri kadar eğitilmemiş pilot”, “Teknik bakım yetersizliği” gibi önermeleri “mesnetsiz” bulmak yerinde olacaktır. Zira Aeroflot, Air France, Alitalia gibi Avrupa devleriyle Codeshare anlaşması bulunan, kalitesi de tescillenmiş dev bir firmadır. Filosunda 80’in üzerinde uçağı, 10 yıl içerisinde teslim alacağı 100 kadar da siparişi vardır.
Aeroflot konusunda bu kadar önyargıya sebep olan şey 1973’ten bu yana 10’dan fazla kaza gerçekleştiren havayollarını “doubtable” (şüpheli) ilan eden havacılık araştırma şirketleri ise eğer, kazalara sayılarla değil de oranlarla bakılmasını tavsiye etmem ayıp olur herhalde… 10 adet uçakla, 10 bini geçememiş uçuş sayısıyla tek kazaya sahip olmak ile seksene yakın uçak ile milyon sefer uçuşta 10 kazaya sahip olmak arasında fark vardır.
B777 için yeni AD yayınlandı, yenileri yolda
Önceki değerlendirmemde ele aldığım G-YMMM kırımı sonrasında yakıt ve yakıt sistemlerinin yeniden masaya yatırılacağını bildirmiştim. Zira FAA, ilgili motorla desteklenmiş B777’ler için yeni bir AD yayınladı. Yeni AD sadece teknisyenleri değil, pilotları da ilgilendiriyor, çünkü uçağın uçuş manuelinde de değişiklikler var.
Bu değişikliklere göre artık alçalmadan en geç 15 dakika önce yakıt sıcaklığının kontrol edilmesi, eğer yakıt sıcaklığı -10 derece altında ise 10 saniye ya da 0.86 Mach’a kadar (hangi şart önce sağlanırsa) azami tırmanma gücüne (maximum climb thrust) geçilmesi gerekmektedir. Yakıt sirkülasyon prosedüründe de yine yakıt sıcaklığına bağlı bir takım değişiklikler gerçekleştirilmiş durumda. Ayrıntılı AD’ye FAA’in web sitesinden ulaşılabilir.
Görünen o ki sebebi anlaşılamamış yakıt donmalarına karşı uçuş manueli ve yakıt sirkülasyon prosedürü değişiklikleri ile önlem alınmaya çalışılıyor. Diğer uçaklar için de bazı tetkikler yapıldıktan sonra benzer değişiklikler söz konusu olacağını öngörebiliriz.
Herkese iyi haftalar.
Bir yanıt yazın