Susmak artık faydasız

08 Nisan 2008
3 min read

Türk milleti olarak “efendi”lik denen bir kavramın varlığına ve yüceliğine, onun bir erdem olduğuna inanırız. Kızımızı isteyen birisi hakkında birileri “çok efendi bir gençtir” derse, o gencin şansı artar. “Biraz efendi ol!” diye uyarırız. Efendiliğin tabirini de saygılı, suskun, aklı selim olarak yaparız. Atasözlerimiz de bize susmayı, sükûnet içinde olmayı önerir. “Konuşmaktan önce susmayı öğren” der. Söze gümüş derken, sükutu altın ilan eder.

Ancak bir de deyim vardır ki, “Vur deyince öldürmek” denir. “Kaş yaparken göz çıkarmayı” anlatmaya çalışır…

Bu köşe edebiyat köşesi değil. Bir edebiyat yayını için de yazılmadı bu yazı. Maksadı de ne atasözü öğretmek, ne de değerlerimizi hatırlatmak. Bu yazının asıl ereği, ABD’de hala süren tartışmalardan “örnek alabilirliğimizi” irdelemek.

Üzerinden neredeyse 1,5 ay geçti. Ancak ABD’de hala bir Boeing davası sürüyor. “Milli” bir dava haline geldi dersek kimsenin itiraz edeceğini sanmıyorum. Bir yanda satışa sürekli itiraz eden, ABD’nin kendi sermayesiyle yönetilen bir şirketin seçilmemesinin vahametini anlatmaya çalışan, üstelik kendi uçakları alınsaydı ABD ordusunun yakıt sarfiyatı ve bakım masrafları sebebiyle ne kadar tasarruf etmeye çalıştığını rapor üstüne raporla, demeç üstüne demeçle hem devletteki kademelere, hem de halka duyurmaya çalışan bir Boeing var.

Diğer yandan da Avrupalı EADS, ABD’li ortağı Northrop Grumman ile birlikte ABD’ye ne kadar iş gücü geleceğini, ne kadar personel istihdam edileceğini, yapılacak yatırımın büyüklüğünü anlatmaya, kendilerinin seçilmesinin ABD vatandaşlarına ne gibi katkılarda bulunacağını ifade etmeye çalışıyor.

Manzara ABD vatandaşları için gerçekten avantajlı mıdır, değil midir bilinmez. Ancak her iki şirketin de kamuoyu nezdinde kamuya faydalı olduğunu bağıra bağır anlatmaya çalışması, aslında sandığımızdan öte, ABD’de halkın devletin savunma politikalarıyla ne kadar ilgili olduğunu göstermeye yetiyor. Her iki tarafın argümanı da, milli sermayeye ne kadar katkıda bulunulacağı üzerine. Üstelik tartışma bitmek bilmiyor. Bir taraftan Boeing ve arkasında milli sermaye yanlıları var. Diğer taraftan EADS ile birlikte ülkeye gelecek yatırımın hesabını yapan liberaller… Manzara bu alışveriş nezdinde avantajlı mıdır, dezavantajlı mıdır bilinmez. Ancak her ne kadar 35 milyar dolar olsa da ABD’nin savunma harcamalarının çok da büyük payını içermeyen bu anlaşmanın salt ABD’li bir firmaya mı, yoksa yarı avupalı bir firmaya mı ihale edilmiş olması ülkede geniş yer tutabiliyor. İşte bu bir avantajdır. Gerçek bir milli devlet olmayan ABD’nin “yarattığı” milliyet, milletin gerçek bir milletmişçesine olayların kendi fayda ve menfaatine olup olmadığıyla ilgilenmesi önemli bir meseledir.

Kaldı ki EADS-Nortrhrop birlikteliğine ana yüklenici firmalardan birisi Amerikan. Üstelik taşıyıcı platform hariç üretimin büyük çoğunluğu ABD’de gerçekleşecek. Hatta taşıyıcı platorm A330’un bazı imalat hatları da ABD’ye taşınacak. Ancak buna rağmen “milli menfaat” yanlıları tatmin olmayabiliyor…

Şimdi dönüp kendi ülkemize bakalım…
Şşşşş…. Sessiz bakalım.
Aman uyanmasınlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir