Havacılığın ucuzlaması ile birlikte seyahatlerinde hava taşımacılığını kullanan insan sayısı artıyor. Krizin etkileri bertaraf edildikçe insanların uçma sıklıkları da değişiyor. Bir yere kadar uçak ve sefer sayısını arttırarak bu durumu karşılayabilen havayolu firmalarının hem kar marjlarını, hem de fiyatlarını koruyabilmek için yapabilecekleri oldukça sınırlandı: Tek seferda daha çok yolcu uçurabilmek.
Bildiğiniz üzere yolcu taşımacılığında kullanılan uçaklar çok çeşitli ebat ve kapasitedeler. Gerek mevcut uçakların daha gelişmiş sürümlerinin, gerekse yeni uçakların tasarımında dayanılan yeni prensipler ve amaçlananlar daha ekonomik taşıma eylemi icra edebilmek için değiştiriliyor. Aynı uçakların daha verimli modelleri piyasaya sürülürken bu uçaklara bir kaç koltuk daha eklenebildiğini görüyoruz.
Bir seferden elde edilebilecek kar ya da kar oranı beklentisi değiştirilmediğinde daha fazla yolcu kapasitesi bulunan bir uçak daha ucuz bilete karşılık geliyor denebilir. Zira uçağınızın yolcu sayısından bağımsız maliyetleri var ve daha fazla yolcu taşındığında bunların her bir yolcuya yansıyan karşılıkları daha düşük oluyor. Bu sebeple havacılığın ucuzlamasının arkasında, yolculardan gelen talep kadar, arzın da niteliği, yani şirketlerin giderek kapasitesi yüksek uçakları tercih etmesi de önemli bir yer kaplıyor.
2002 yılında başlayan sürekli petrol fiyatı artışıyla beraber uçak üreticisi devler özellikle tek seferde çok daha fazla yolcu taşımak için harekete geçtiler. A380 ve Boeing 747-8 bu amaçla tasarlanan çift katlı, çift koridorlu devasa uçaklar. Henüz hizmete girmemiş olan Boeing 787 ve A350 XWB de (“Extra Wide Body”, Türkçesiyle “Çok geniş gövdeli”) yine bu amaçla tasarlanmış, ancak A380 ve Boeing 747-8’den daha küçük ebat ve kapasiteli uçaklar.
Bu anlamda uçakları değerlendirmek için bakılan parametre, yüz koltuk başına her bir kilometrede sarf edilen yakıt miktarı. Mesela Airbus A380, tek seferde 850 kişi taşıyabilerek, yakıt sarfiyatını 100 koltuk başına kilometrede 3 litreye kadar düşürebilmiş bir uçak.
Teknolojinin de imkan vermesinin bu etkide yabana atılmayacak bir payı var; zira daha büyük uçak yapabilmek malzeme ve motor teknolojilerindeki ilerlemelere doğrudan bağlı.
Yandaki grafik 1970-2007 yılları arasında dünyadaki tüm ticari yolcu uçaklarının ortalama koltuk sayısını gösteriyor. Görüldüğü üzere 1970’ten bu yana %50’lik bir artış söz konusu. Bugün A320 ve Boeing 737’nin yeni türevleri gibi modeller, 1980’lerin MD-80 serisi ve Boeing 737 klasik serisi uçakların yerini alırken, 787/A330/A340/A350/777 gibi uçaklar da 767/A310/A300/DC10’ların yerlerini alıyorlar. Özellikle geniş gövdeli ve çift katlı uçakların sayısının artması sonucunda bu grafiğin çok kısa sürede 200’lü seviyeleri keseceğini söylemek yanlış olmaz.
Tabi bu durum ancak stabil ve sürdürülebilir bir ekonomik durumun varlığıyla gerçekleşebilir.
hocam sitenizi cok beğendim başarılarınızın devamını temenni ediyorum saygılarımla
Mesut kardeş, çok teşekkür ederim. Sevgi ve selamlarımla.